Akçakoca Belediye Meclisi’nin son toplantısında tarihi bir fırsat ne yazık ki siyasi hesaplara kurban edildi. Belediye Başkanı Fikret Albayrak’a, Yukarı Mahalle’deki Tarihi Çarşı Projesi kapsamında, Tar-Mah-Der Derneği ile kamu yararına iş birliği protokolü yapabilmesi için yetki verilmesi teklifi, AK Partili meclis üyeleri tarafından reddedildi. Oysa bu teklif yalnızca bir bürokratik işlem değil; Akçakoca’nın geçmişiyle geleceği arasında kurulan köprünün sağlamlaştırılması anlamına geliyordu.
Belediye Başkanı Fikret Albayrak, bu çarşının gelişmesinin Akçakoca için hayati önem taşıdığını açıkça dile getirdi. Belediye olarak derneğe herhangi bir maddi katkı değil, yalnızca proje desteği ve ihtiyaç halinde altyapı yardımı verileceğini belirtti. Ancak buna rağmen AK Parti grubunun bu iş birliğini engellemesi, mahallenin, mahalle derneğinin ve Akçakoca’nın gelişiminin önüne siyasi bir bariyer örmek anlamına geliyor.
Üstelik bu karar, daha da çarpıcı bir çelişki içeriyor: AK Parti grubunun meclis üyesi Zafer Küçük, Tarihi Mahalle Çarşısı’nın tam ortasında yaşıyor. Ve merhum babası, yıllarca bu mahallenin muhtarlığını yapmış, mahalle için elini taşın altına koymuş bir insandı.
Bugün, o mahallenin kaderine dair alınan bir kararda, Zafer Küçük’ün kendi geçmişine ve mirasına sırt çevirmesi, sadece siyasi değil; vicdani bir çöküştür.
Şimdi sormak gerekir:
AK Parti, Akçakoca’nın turizmde kalkınmasını gerçekten istiyor mu?
Yoksa mahalleye değil, sadece siyasi kimliğe mi yatırım yapıyor?
Tarihi Mahalle bir projeden ibaret değildir. Akçakoca’nın belleği, ruhu ve turizm potansiyelinin kalbidir. Bu alanı yaşatmak, geçmişe saygı ve geleceğe inanç demektir. Bu fırsatın, siyasi rekabet uğruna heba edilmesi Akçakoca halkına yapılan bir haksızlıktır.
Siyaset, halkın değerlerini yok sayma aracı değil; onların sesine kulak verme sanatıdır.
AK Parti grubunun bu tavrı, halkın sesini değil, siyasi ezberleri dinlediklerini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Yoksa Akçakoca’nın gerçek talihsizliği şu mudur?
CHP’li Fikret Albayrak Akçakoca Belediye Başkanlığı’nı kazanmış olsa bile, meclis aritmetiği gereği sayısal çoğunluk AK Parti’nin elindedir. AK Parti, bu sayısal çoğunluğa güvenerek Akçakoca’nın gelişmesini, sadece kendi yönettiği dönemlerle mi sınırlı tutmak istiyor?
Muhalefet partisine mensup bir başkan görevdeyse, halkın yararına olacak her projeye “hayır” demek artık bir alışkanlık mı olacak?
Eğer öyleyse, bu kalan 4 yılda belediyede her hizmet talebi söz konusu olduğunda, Akçakoca halkı bu kısır siyasi çekişmelerin kurbanı mı olacak?
Eğer öyle olacaksa kaybeden yalnızca siyaset değil, Akçakoca’nın bizzat kendisi olacaktır.
.