Mevcut siyasi partilerimizin içinde en yaşlı parti CHP.
Bir başka bakış açısıyla en tecrübeli.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından, 9 Eylül 1923’de Halk Fırkası adı altında kurulan parti, 1924’de Cumhuriyet Halk Fırkası adını almış, 1935 yılında da Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur.
Halen CHP olarak devam eden partiden kimler geldi, kimler geçti.
Şahsen benim 41 yıllık siyasi hayatımda her zaman gündemde oldu, ama ben hiç bir zaman CHPli olmadım.
O nedenle CHP’yi her zaman muhalif bakış açısıyla izledim.
Bu güne kadar Türkiye Cumhuriyeti’nde çok rol üstlendi CHP.
Sol parti olarak bilinen CHP, gün geldi, iktidar oldu, gün geldi muhalefet oldu.
Gün geldi devlet oldu, gün geldi devlete karşı oldu.
Gün geldi resmi ideolojinin, gün geldi askerin sözcüsü oldu.
Gün geldi işçinin, gün geldi zenginlerin yanında oldu.
Bazen dine karşı çıktı, bazen dini cemaatlar ile işbirliğine girdi.
Kimi “komünist” diye, kimi “sosyalist” diye niteledi.
Kimi “ulusalcı”, kimi “faşist” dedi.
Demokrasiyi halka rağmen yorumlasa da, en çok uygulayan parti oldu.
Çok partili siyaset hayatımızda en başarılı dönemini, rahmetli Bülent Ecevit başbakanlığında, rahmetli Necmettin Erbakan koalisyonu ile yaşayan CHP, bir türlü tek başına iktidar olamadı.
CHP’nin içinde yetişen, CHP Aydın milletvekili rahmetli Adnan Menderes’in Demokrat Parti’sini, CHP Genel Başkanlığı yapmış, rahmetli Bülent Ecevit’in Demokratik Sol Partisi’ni iktidar yapan halk, CHP’ye bir türlü güvenemedi.
24 Haziran seçimleri Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli eşik noktalarından biri oldu.
Ülkenin siyasi yönetim şekli, demokratik bir şekilde, halkın tercihi ile yürürlüğe girdi.
Halk seçimde çok mesaj verdi.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a “tam destek”, ama Ak Parti’ye “dikkat!” dedi.
Sayın Muharrem İnce’ye “Alternatif sensin ama önce CHP’yi düzelt!” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi parti ve lideri üzerine kuruludur.
En büyük iki partiden birinin hükümet olma sistemidir.
Böyle bir sistemde halkı daha iyi yöneteceğini iddia eden bir partinin liderinin seçime girmesi kadar doğal bir şey yoktur.
Eğer büyük olma iddiasında bulunan bir partinin lideri aday olmuyorsa, en çok oy alan alternatif adayın, ikinci büyük partinin lideri olması gerekir.
Şahsen bana göre, CHP teşkilâtları referandumda halka dokunmanın sonuçlarını alınca, genel seçimde beklentiye girdiler.
Ama halktan uzak teşkilat yapısını hiç hesap etmediler.
Şimdi açıkça ortaya çıktı ki,
CHP Genel Merkezi, emre biat edecek tarikat müridi gibi seçtikleri delegelerini bile ikna edemiyor.
Dalga geçer gibi yapılan açıklamalar, CHP tabanını rencide ediyor.
Halk kendi dilinden, kendisi gibi konuşan, kendisi gibi çalışan, derdini anlatabileceği siyasetçiler arıyor.
Tıpkı “Şimdi yapılacak iş, hatalarımızı, eksiklerimizi gözden geçirip, var gücümüzle önümüzdeki seçime hazırlanmak olmalıdır!” diyebilen siyasi lider gibi.
Tıpkı “Adam kazandı” diyebilen Muharrem İnce gibi.
Görünen o ki, güzel ülkemizde değişen ülke yönetimi gibi, siyasi partilerimiz de değişecek.
Bir tarafta, halktan aldığı destekle, halka hizmet etmeye çalışan Ak Parti, diğer tarafta, halkın derdi ile dertlenerek halktan destek arayan CHP olacak.
Velhasıl her zaman HALK kazanacak.
Hele birde!!!
Muharram İnce CHP’nin başına gelince.
Sağlıcakla kalın.
News
