DOLAR 34,8206 0.1%
EURO 36,7520 -0.13%
ALTIN 2.957,760,52
BIST 10.081,001,46%
BITCOIN 3452823-0,46%
Düzce
14°

PARÇALI BULUTLU

13:01

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Medyaj Creative

Medyaj Creative

03 Nisan 2021 Cumartesi

AKÇAKOCA’DA ÇOCUĞA CİNSEL İSTİSMAR

0

BEĞENDİM

ABONE OL
Akçakoca’da 8 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunan İ.Y göz altına alındı.
Alınan bilgiye göre, ilçenin Aktaş köyünde İ.Y’nin 8 yaşında bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu ihbarı üzerine Jandarma ekipleri İ.Y’yi göz altına aldı.
İ’Y’nin mahkemeye çıkartıldığı öğrenildi.
.
Devamını Oku

DESEM!.. NE OLUR?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçen gün, bir dostum, “Abi iyi güzel hoş yazıyorsun ama, verdiğin mesajlar adresine gitmiyor. Biraz daha açık yazar mısın?” dedi.

Sonra sesli düşündüm.

Şimdi siyasi İlçe Başkanları’na “O makam şöhret makamı değil, hizmet makamı” desem, “Eleştirilere cevap vermek yerine, milletin faydasına proje üretip, bürokratların sonuçlandırmasını takip etmek gerekmez mi .” diye yazsam, alınmazlar mı?

“Şanınızı yürütmek için değil, Akçakoca’nın kazanması için çalışın.” desem, “Siyasette başarı teşkilatın birlik beraberliğinden geçer. Önce teşkilatınıza Başkan olun” diye yazsam, yolda selamı kesmezler mi?

“Siyasetçinin itibarı yerlerde sürünüyor.” desem. “Bırakın laf cambazlığını, milletin sorunlarına çözüm olun.” diye yazsam. “Sen ne anlarsın bu işlerden demezler mi?

Siyasi partiler de, ilçe kongreleri yapılırken, bir dünya aday çıkar. Şimdi bu adaylardan biri için “İlçemize olumlu katkıları olur.” desem, veya “Bu arkadaş siyasi ortamı gerer, şu arkadaş şöhret peşinde” diye yazsam, “Sana ne kardeşim, bizim parti’nin işine ne karışıyorsun!” demezler mi?

Sivil toplum kuruluşları zaten hak getire!

“Al birini vur ötekine!” desem, en önemli toplantıda Ticaret Odası Başkanı’nı yalnız bırakan, onunla beraber toplantıyı terk etme basiretini gösteremeyen, oda başkanlarına, “Seçimde yine aday olurlar mı.” diye yazsam. Bizim işimize çomak sokma demezler mi?

Aynı toplantıda Kosgeb Genel Müdürüne “Biz zaten esnafa ucuz faizli kredi veriyoruz, esnafın sorunu yok!” diyen Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı’na, bu krizde “kaç esnafa kredi verdiniz?” diye yazsam. Beni düşman bellemez mi?

Çiftçi Amerikan beyaz kelebeği diye ağlarken, fındık fiyatı üzerinden algı peşinde koşup, siyaset yapan Ziraat Odası Başkanı’na, “Maaşınıza daha ne kadar zam istiyorsunuz?” diye yazsam, beni çiftçi seçti, sana ne demez mi?

Birde, sosyal medyada sahte isimlerle sahte hesaplar açarak, toplumun değerlerine, değerli insanlarına iftira atan, hakaret eden, küçük düşürmeye çalışanlara, “burası küçük yer, kim olduğunuzu biliyoruz.” desem. “Yaptığınız pislik bir gün gelir egonuza bulaşır.” diye yazsam. Hemen peşinden banada çamur atmazlar mı?

Olsun…

Akçakoca için bir İbrahim Bilgin feda olsun!

Biz bildiğimizi, aklımızın erdiğini, yaşadığımız tecrübeleri, toplumun önüne koyalım da, millet ne derse, başımızın üstünde!

Sağlıcakla kalın…

Devamını Oku

”3 Z”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rahmetli Erbakan, 1994 seçimlerinde teşkilatlara talimat göndermiş ve “3 Z” formülünden bahsetmişti.

Teşkilat mensuplarına, “Zarafet’e, Ziyaret’e ve Ziyafet’e azami önem gösterin” demişti.

Dikkat ederseniz ülkemizde devrim niteliğindeki siyasi dönüşüm de o yıllarda başladı.

Silah gücünü de yanına alan bürokratik oligarşiye karşı verilen siyasi mücadele, bugün geriye dönülmez bir noktaya geldi.

Hatta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni de kendi lehine çevirmeye çalışan bürokratik oligarşi, yine halkın tepkisi karşısında çaresiz kaldı.

Ülkemizde yeni bir süreç başlıyor.

Göreceksiniz bu süreç, milletin, yani siyasetin kazanacağı bir süreç olacak.

“Siyasette kazanan kim olacak?” derseniz, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.

Tabii ki, 3 Z formülünü gönülden uygulayan kazanacak.

Zarafet, ziyaret, ziyafet.

Çünkü bu üç şey insana çok yakışıyor.

Zarafet, toplumsal ilişkilerde incelik ve nezaket demektir.

Zarafet sahibi olanlar, insanların gönüllerine girmek için yollar ararlar.

Bilirler ki, insanın beynine giden yol, gönlünden geçer.

Zarafet sahibi bir insan herkesle iyi geçinir, kendine yapılan kötülüklere bile iyilikle karşılık verir.

Ziyaret ise dostluğa açılan kapıdır.

Böylece mesafeler kapanır, dostluklar güçlenir.

Çünkü ziyaret, diz dize, göz göze, dertleri paylaşmak, mutlulukları artırmaktır.

İnsanoğlu herşeyi unutur da, zor zamanında yanında olanı, sevincini paylaşanı unutamaz.

Ziyafete gelince, dostluk, sevgi ve kardeşlik ortamlarıdır.

Ziyafetler dostlarla buluşma anlarıdır.

Yemek sırasında insanlar göz göze gelerek, duygu birliğini yaşarlar.

Ayrıca ziyafet vermenin, başkalarına faydalı olmanın, insan vücudunda mutluluk hormonu salgıladığı da, bilimsel bir gerçektir.

Gerekli ve mühim kişileri ZİYARET etmek, ağırlamada kusur etmeden ZİYAFET vermek, nazik davranarak ZARAFET sahibi olmak, sadece siyasette değil, kamu düzeninde de, iş hayatında da başarınıza katkı sağlayacaktır.

Allah, bu güzel ülkeye, aziz millete, 3 Z’yi özümsemiş, yaşam biçimi haline getirmiş, yöneticiler ve siyasetçiler nasip etsin.

Sağlıcakla kalın…

Devamını Oku

ŞEHR-İ MISIRA HOŞ GELDİNİZ .

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yaz aylarına girdiğimiz bu günlerde Belediye’nin Akçakoca’yı sezona hazırlama çalışmalarındaki gayret dikkat çekiyor.

Tabiki turizm merkezli kentlerde sahil kordonları yerel halk ve misafirlerin ortak buluşma noktaları olmakla birlikte, güzel vakit geçirmenin adresi olarak Akçakoca sahil bandımızın üzerine bir yer de tanımam.

Sahil bantları, eşsiz deniz ve doğa manzaraları, birbirinden ilginç eğlence mekanlarıyla esnaflar ve turizm girişimcileri için de vazgeçilmez gelir kapıları oluşturmakta.

Belediye bütçesine katkıları tartışılmaz olan bu gözde noktalar üzerinde yapılacak olan ticari faaliyetlerin ise titizlikle seçilmesi gerekiyor.

Belediye yönetimimiz bu yaz sezonu öncesinde kapısını her çalana neredeyse bir işyeri tahsis etmiş.

Sahil bandı üzerinde mevsimlik iş yapan öteberi satıcısı dükkan sayısında bu sene adeta bir patlama yaşanıyor.

Seçim öncesinde verilen sözlerin etkisiyle birlikte her belediyeye çıkan ve yer isteyene, ne tür bir iş yapacaklarına fazlaca dikkat edilmeksizin yerler verilmiş.

Belliki Belediyemiz ‘dondurmacının yanına dondurmacı, mısırcının yanına mısırcı mı olur’ diye sormamış, metrekare üzerinden elde edeceği gelire bakmış.

Konuşulanlara bakılırsa, sahil bandı yürüyüş yolu üzerine kurulan dükkanlar için, talep edenlerden metrekaresi 3 bin liradan kira bedeli alınmış.

Toplam uzunluğu birkaç yüz metre olan Çınar caddesinde bir sürü mısırcı ve dondurmacı yan yana iş yapıyor. Birkaç bin lira gelir için nezih bir yürüyüş yolunu bakımsız bir kasaba caddesine çevirdiler ne yazık ki. 

Esnaf sayısındaki bu patlamadan pek tabii olarak, öteden beri bu işten ekmek yiyen esnaf da şikayetçi. Yıllardır bu işi ailesiyle birlikte yaparak evlerini geçindiren kişiler şimdi kara kara düşünüyor. Hem artan yer parası hem de azalan işlerin etkisiyle ne yapacağını bilemez halde.

Şimdi bazılarınız rekabet iyidir diyerek İngiliz iktisatçıların internette dolaşan sözleriyle bana cevap vermek isteyebilir, tombaladan muhalefet yapabilirsiniz.

Amenna… Lakin şu bir gerçektir. Bu insanları, yani sabahtan akşama kadar güneşin altında üç tekerlekli kazanın dayanılmaz ısısıyla ekmek kazanmaya çalışan bu insanları, birer kazanç nesnesi olarak görürseniz, onları aileleriyle birlikte nafakalarını çıkaran insanlar değil de vahşi rekabetin kurallarına göre hareket etme lüksüne sahip girişimciler olarak görürseniz, vicdan sahibi insanlar olma meziyetinizi kapının eşiğinde bırakmışsınız demektir.

Şehr-i mısır haline gelen Akçakoca’da mısırcılık yapan esnaf kan ağlıyor. Taahhüt ettikleri yer parasını ödeyemeyecek olanlar ise tezgahı kapatmak üzereler. 

Belediyenin her meslek koluna sınırlı sayıda yer vermesi gerekirdi. Konumlanma düzenleri birbiriyle rekabet etmek zorunda olmayacak şekilde belirlenmeliydi.

Bu sene olmadı, burası kesin. Kiralayanın da kiracının da memnun kalmadığı bir sezon oldu. Lakin bu huzursuzlukları seneye yaşatmamak için ne yapmanız gerektiğini artık biliyorsunuz.

Şayet hâlâ bilmiyorsanız, bir akşam sahil bandında gezintiye çıkmanız yeterli olacaktır.

 

 

 

.

 

Devamını Oku

İNSAN VE ”İNSAN”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gidip görmek nasip olmadı ama, Almanya’da bir hayvanat bahçesinin girişinde, “Dünya’nın en tehlikeli türü” diye yazan bir bölüm olduğunu, içeri girildiğinde, ayna ile karşı karşıya kalındığını okumuştum.

Oysa İNSAN özel bir varlıktır.

Kâinatın sahibi Allah’ın yarattığı, en mükemmel canlıdır.

İNSAN, en mükemmel, en ulvi varlık olmasına rağmen, en şeytani, en şuursuz varlık da olabilmektedir.

Oysa İNSAN kalabilmek için, İNSAN olmak yeterlidir.

Çünkü İNSAN;

Yalan söylemez; hiç bir canlıyı, özellikle dostlarını aldatmaz.

Çalışmak için yaşadığını bilir, yaşadığı için kendini geliştirir.

Sevdiklerini korur, onlara sadık kalır.

Pozitif düşünür, güven verir.

Sır saklar, insanların hatalarını örter.

İnsanları kırmaz, merhametli davranır.

Vicdanlıdır, önyargısızdır, kimseye zarar vermez.

Hassas ruhludur.

Yeri gelir ağlar, yeri gelir güler.

Yaşadığı dönemi için iyi şeyler yapan insanlara minnet duyar.

Gelecek nesiller için iyi şeyler yapar.

Sadece insanları değil, hayvanları, doğayı ve sanatı sever.

En önemlisi, hakkı hukuku bilir, bedeli ne olursa olsun, adaletli davranır.

Aslında bu kadar basittir İNSAN olmak ve hiç bir maliyeti de yoktur.

Üstelik bu hasletler, İNSANa mutluluk ve huzur verir.

Ama nerde…..

Yalan söylemeyi sosyal kural zanneden,

Anlayışlı davrananın itibarını basamak yapan,

Geçmişindeki insanların köle olduğuna inanan, geleceğin efendisi olma beklentisi içinde yaşayan insanlarla beraber yaşıyoruz.

Gözyaşının ruhunu anlamayan insanlar, İNSANlara zulmetmeye devam ediyor.

Yaşadığı mutluluğun bedelini İNSANlara ödeten zalimler artıyor.

Oysa Allah uçsuz bucaksız kâinatı; hakka-hukuka, adalete riayet eden, herkesin özgürlüğüne saygı gösteren, şefkatli ve merhametli İNSANlara cennet olsun diye yaratmıştır.

Bir bilgeye sorarlar “Hangi hayvanları seviyorsun?” diye.

“Hepsini” der.

“Hangi insanları seviyorsun?” dediklerinde ise “Bazılarını” der.

“Neden hayvanların hepsini seviyorsun da insanların bazılarını seviyorsun?” diye sorulunca, “Hayvanların içinde hırsız, yalancı, tecavüzcü yoktur!” diye cevap verir.

Rabbim İNSANLARI, insanlardan korusun, Mübarek Ramazan Bayramımız hayırlara vesile olsun.

Sağlıcakla kalın.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.