DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BIST 9.724,50-0,42%
BITCOIN 3386851-2,46%
Düzce

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

278 okunma

SEÇMENİN % 75’İ…

ABONE OL
08/06/2018 08:32
0

BEĞENDİM

ABONE OL

En etkin yönetim sistemi, halkın büyük çoğunluğunun katılımı ile seçilen temsilci veya temsilcilerin, denetlendiği yönetim sistemidir.

Bu da demokratik seçim, güçler ayrımı, bağımsız ve tarafsız hukuk sistemiyle olur.

Tıpkı, 25 Haziran’dan itibaren uygulanacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi.

Şehir devletlerinin bu güne ulaşan kalıntılarında gördüğümüz agora meydanları, önemli konularda halkın görüşüne başvurmak ve halkın verdiği kararları uygulayacak meclis veya kişiyi seçmek için kurulmuştur.

Bununla da kalmayan agora meydanları mahkeme görevi de yaparak yöneticilerini denetlemiştir.

Teknolojinin olmadığı haberleşmenin doğal yollarla yapıldığı dönemlerden bu güne insanlık, adil, güvenilir, özü sözü bir, bilgili ve yetenekli yöneticiler aramıştır.

Medeniyetin yükseldiği, bilimin ilimin geliştiği, sanatın içselleştiği dönemler, halkın çoğunluğunun yönetime direk katıldığı dönemlerdir.

Çünkü halk yanlışta ittifak etmez.

Önüne gelenlerin içinden en iyisini seçer.

Ölümle, tehditle, silahla, basın üstünden algı ile halka rağmen halk için uygulanan parlementer sistem 90’lı yıllara kadar gücünü korudu.

Açık oy, gizli tasnif sistemiyle seçim yapan, milletin seçtiği Başbakanı asan, halka rağmen halk için darbe yapan, tankların namlusunu uzatıp hükümet yıkan, önce olmayan şeyleri basında yazıp, sonra bu yazılanlara ithafen parti kapatan parlementer sistem 90’lı yıllarda problem üretmeye başladı.

Milletin sorunlarını çözemeyen, ülkenin gelişimine engel olan, birilerini sürekli zengin eden parlementer sistemde, halk çaresiz kaldı.

90’lı yıllara gelindiğinde, halk önüne gelen her sandıkta geleceği için çözüm aradı.

21 Ekim 1991 seçimlerinde, DYP’ye %27, ANAP’a %24, SHP’ye %20, RP’ye %16 ve DSP’ye % 10 oy veren millet, önce liberal ekonomik sistemi savunan, sağda geniş bir kitleye hitap eden garpçı partilere yetki verdi.

Onlarla olmayınca 24 Aralık 1995 seçimlerinde RP’ye %21, ANAP’a %19, DYP’ye %19, DSP’ye %14, CHP’ye %10, MHP’ye %8, HADEP’e ise % 4 oy vererek, dindar parti önderliğinde garpçı partilere yetki verdi.

Bu da olmayınca 18 Nisan 1999 seçimlerinde DSP’ye %22, MHP’ye %18, FP’ye %15, ANAP’a %13, DYP’ye %12, CHP’ye %9, HADEP’e de % 5 oy vererek halkçı parti önderliğinde, milliyetçi ve garpçı partilere yetki verdi.

Medeniyetten taviz vermeden, hemen hemen bütün siyasi görüşlere yetki veren millet her ihtimali denedi.

Ama bir türlü olmadı.

03 Kasım 2002 tarihine kadar tam tamına 9 hükümet kuruldu.

Hemen hemen her yıl bir hükümet yıkıldı.

Millet kurdu, işine gelmeyen sistem yıktı.

Çıkış yolu arayan halk, 3 Kasım 2002 seçimlerinde, toplumda güven kredisi yüksek olan siyasetçilerin kurduğu Ak Parti’yi parlementer sistemin en güçlü yanı olan, tek partili hükümet olarak iktidara getirdi.

2001 yılının bahar aylarında Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan kurucular kurulunun, partinin vizyonu, misyonu ve hitap edeceği seçmen kitlesi ile ilgili tartışmasında herkes fikrini söyledikten sonra, Sayın Erdoğan:

“Arkadaşlar bu partiyi millet kurdu. Biz tabelasını asacağız. Bizim hedef kitlemiz demokrasiye inanan demokratlar ile geçmişindeki hatalardan ders alan, inandığı değerleri koruyan muhafazakârlar olacak. Toplumun %75’i çaresiz kalmıştır. Onların dertlerine ortak olacağız, sorunlarını çözeceğiz. ” diyerek son noktayı koymuştur.

Ak Parti 16 yıldır iktidarda. Ama bir türlü toplumun % 75’inin sorunlarını tam olarak çözemedi.

Bir taraftan teröristler, diğer taraftan devleti vesayet altına alanlar hiç durmadı.

Teröristleri hepimiz iyice tanıdık ama “Devleti vesayet alanlar da nerden çıktı?”, “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin değil midir?” derseniz, bunu da haftaya tartışalım inşallah.

Bu arada merek edenler olursa, kağıt paralarımız üzerinde yazan “TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI” ile demir paralarımız üzerinde yazan “TÜRKİYE CUMHURİYETİ MERKEZ BANKASI” arasındaki farkın nedenlerini araştırabilirler.

Sağlıcakla kalın.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ