Cumhuriyet Halk Partisi’nin Akçakoca ilçe kongresine kısa bir süre kala, partide cadı kazanı kaynamaya başladı.
Her bir ilçe kongresi öncesinde, birlik ve beraberlik sözlerinin havalarda uçuştuğu Akçakoca CHP’de, yapılan seçimler, beraberinde yeni küskünler ve gizli – açık yeni bölünmeler yaratıyor.
Önümüzdeki Ocak ayı içinde yapılacak olan ilçe kongresi öncesinde de, yeni bölünmelerin ve muhtemel küskünler ordusunun oluşacağına dönük emareler oldukça yüksek.
CHP Akçakoca ilçe örgütü, geçtiğimiz hafta sonu delege seçimlerini yaptı. Seçim öncesinde ortak aday ve güçlendirilmiş yönetim fikri sıkça dillendirilmesine rağmen, görüldü ki önümüzdeki seçimler yine kıran kırana bir rekabet ortamında geçecek ve seçim yenilgisi alanlar büyük olasılıkla partiye sırt dönecek.
İlçe başkanlığı seçimine muhtemelen 5 aday girecek, seçimi kazanan galibiyetini ilan ederken, kaybedenlerin partiye karşı ilgi ve enerjileri düşecek. Geçmişte böyle olmuştu, bundan sonra da kuvvetle muhtemel bu şekilde olacak.
CHP’nin Akçakoca ilçe başkanlığına halihazırda adaylığını açıklamış olan 3 isim var: Melike Gülez, Tuğrul Abanoz ve Ahmet Kaya.
Adları başkan adayı olarak anılan diğer isimler ise Hamdi Deniz, Turan Güler ve Selçuk Yanmaz. Şüphesiz bu isimlere zamanla yenileri de eklenebilir.
İlçe başkanlığına adaylığını resmen açıklamış olan Melike Gülez, Tuğrul Abanoz ve Ahmet Kaya, her şeyden önce partilerine ve üyelerine saygı duyarak adaylıklarını alenen açıklamışlar.
Diğer adı zikredilen bazı isimlerin ise adaylık açıklamak yerine, delege seçimlerinin sonuçlarını görme yoluna gitmeleri, hem siyasi teamüllere aykırıdır hem de kamuoyuna karşı bir nezaketsizliktir.
İlçe başkanlığına aday olacak iseniz, delege seçimlerinin sonuçlarını beklemeden adaylığınızı ilan etmeniz gerekmekteydi. Seçim çalışmasına delege seçimleri ile başlamanız gerekirdi. ‘Dur bakalım delege seçimleri nasıl sonuçlanacak. Sonuçlar iyi olmazsa adaylıktan çekilirim’ anlayışı, samimiyetsizliğin ve korkaklığın belirtisi olduğu kadar, parti üyelerinize olan güvensizliğin de bir göstergesidir.
3 tane genç kuşak temsilcisi ileri çıkmış, basın aracılığıyla ilçe başkanlığına aday olduklarını ilan etmişler. Hâl böyle iken birilerinin ellerindeki renkli listelerle hâlâ ümit telkin etmesi, cadı kazanını harlamaktan başka bir işe yaramaz.
Dinozor mecazı, yeni olana karşı direnen, yeniye açık olmayan, yenilikçi olandan korkanları simgeleyen bir ifadedir. Dinozor yakıştırması, statükodan yana yer tutan, eylem ve düşünce olarak eskide ısrar eden kişileri anlatmak için kullanılır.
Partide dinozorluğu temsil eden kişiler var oldukça cadı kazanı hep kaynayacak, sadece kazana atılan isimler değişecektir.
Turan Güler’in delege seçimleri sırasında Mavi Liste dağıtırken bile aday olmadığını söylediği ifade ediliyor. Güya ortak ve kapsayıcı bir yönetim oluşturmak derdinde imiş.
Peki hoş güzel de, sonuçta tüm adayların memnun olduğu bir delege yapısı ortaya çıksa bile, sonuç olarak kimin başkanlığında bir yönetim kurulu oluşturulacağı tartışmalara neden olmayacak mı?
Turan Güler’in yapmaya çalıştığı şey iyi niyetle yapılıyor olsa bile doğru bir yöntem değildir. Bugünkü tartışmaları ileriye ertelemektir o kadar. En geç bir ay sonra kimin başkan olacağı ortaya atılacak ve kavgada başa dönülecektir.
Kaldı ki Turan Güler’in normalde aday olmak istemediğini, Hamdi Deniz’in adaylığı nedeniyle bu sürece dahil olduğunu, Hamdi Deniz’in adaylıktan çekilmesiyle kendisinin de adaylığının sözkonusu olmayacağını söylediği konuşulmakta.
Her şeyi bir tarafa bırakın, siyasetin üslup ve tarzının dışında bir tarzla ve intikam niyetiyle adaylık tercihinde bulunmak, sosyal demokrasi platformlarında kendine yer bulmamalıdır.
Hamdi Deniz’in ise kaçak güreşçiler gibi, adaylığını bile açıklamadan bir seçim yarışa giriyor olmasını, kendisinin niyetinden daha çok CHP İlçe Başkanı Ömer Başar’ın telkinlerine bağlıyorum. Hamdi Deniz’i bu maceraya sürükleyen bana göre Ömer Başar’dır.
Ömer Başar, daha önce yaptığı açıklamada, yeni ilçe kongresinde aday olmayacağını söylemiş, adaylar arasında da taraf tutmadan, herkese eşit mesafede kalarak, kongre sürecini başarıyla tamamlayıp görevini devredeceğini ifade etmişti.
Bu da yalan çıktı… Tarafsız kalması gereken Ömer Başar’ın Hamdi Deniz adına seçim çalışması yürüttüğü, Deniz’in dibinden ayrılmadığı görüldü.
Üstelik, genç kuşak başkan adaylarından Tuğrul Abanoz’a seçimi kazandırmamak için alenen çalışacağını da her yerde söylemekten çekinmiyor Ömer Başar.
Gelelim Fikret Abayrak meselesine… Fikret Albayrak CHP adına bu ilçede belediye başkanlığı yapmış bir isim. Beğenseniz de beğenmeseniz de kendisi parti için bir değerdir.
Ortalama bir CHP’li bu saatten sonra Albayrak’ın onur ve gururunu incitici söz ve tavırlardan kaçınmalı, Albayrak’a rakip siyasi çevrelerden yapılacak salvolara da karşı durmalıdır. Çünkü hem belediye başkanlığı yapmış hem de iki dönem daha CHP’nin belediye başkan adaylığına layık görülmüş Albayrak’a yapılacak saldırı CHP’nin itibarına bir saldırı kabul edileceğinden her bir CHP üyesi, kent yönetiminde adayları olarak bayrak tutmuş olan Fikret Albayrak’ın sair günlerde arkasında durmalıdır.
Hamdi Deniz’in Fikret Albayrak’a sormadan etmeden kendisini delege listesine yazmış olması, Albayrak’ın da çalışma yürütmediği bu seçimlerde delege çıkmaması, en hafif deyimiyle iyi niyetli bir ahmaklık, eğer ağır kaçmazsa bir kumpastır.
Fikret Albayrak’ın mahalle delegesi bile seçilememesine yol açacak işlerden dolayı, Ömer Başar – Hamdi Deniz ikilisinin komplosuna kurban gittiğinin konuşulmaya başlanması boşuna değildir.
Sonuç olarak, CHP’de cadı kazanına odun atmaktan vazgeçilmelidir. Delege seçimlerinde yeni neslin temsilcisi genç adaylar, başarılı sonuçlar elde ederek yarışlarına devam ederken, partinin tecrübeli isimleri de kendilerine deneyimlerini aktararak yardımcı olmaktalar.
Tüm adayların tek öncelikli hedefi başkan seçilmekten daha çok, kongre sonunda ortaya çıkması muhtemel ayrışmalara yol açacak söz ve fiillerden uzak durmak olmalıdır.
Zira, ülke yönetimine tarihsel olarak bu denli yakın olan CHP’nin birlik ve bütünlük içinde hareket etmesi, güç ve enerjisini ortak hedefe yönlendirmesi, Akçakoca’da onun ya da bunun ilçe başkanı seçilmesinden daha önemlidir.
.