Akçakoca kıyılarında bulunan Lenin heykeli, ilçenin meydanına dikilseydi ne olurdu?.. Soruyu buradan sorup yanıtının izini süren yönetmen, tüm Dünya’nın varlığından haberdar olduğu bir ağaç heykelin hikayesini anlattı; Kıyıya vuran Lenin heykelinin.
Aynı Dünya, Akçakoca’nın talihini değiştirecek kadar değerli olan bir fırsat objesinin belediyeye ait bir depoda çürümeye terk edildiğini de ne yazık ki öğrendi.
Yönetmen Tufan Taştan’ın, senaryosunu Barış Bıçakçı ile birlikte yazdığı ‘Sen Ben Lenin’ adlı ilk uzun metraj filmi, 26 Kasım’da vizyona giriyor.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Rusya kıyılarından denize atılan Lenin heykellerinden birinin 2000’li yıllarda Akçakoca ilçesinde karaya vurmasıyla yaşananlar çok konuşulmuş ve dünya basınında geniş yer bulmuştu. Şimdi de ‘Sen Ben Lenin’le bir sinema filmine konu oldu ve Dünya prömiyerini Moskova’da yapan film 26 Kasım’da beyaz perdede sinema severlerle buluşuyor.
Bugün Akçakoca Belediyesi’ne ait bir depoda kaderine terk edilmiş halde bekleyen Lenin heykeli, yönetmen Tufan Taştan ve senarist-yazar Barış Bıçakçı’nın “Peki Lenin heykeli kasabanın meydanına dikilseydi ne olurdu?” sorusuyla filmde yeni bir ‘hayat’ buluyor.
Yaşanmış bir hikayenin polisiye ve kara mizah türünde kurgulandığı filmin başrollerini Barış Falay ve Saygın Soysal paylaşıyor. Filmde; Melis Birkan, Serdar Orçin, Nur Sürer, Salih Kalyon, Hasibe Eren, Özgür Çevik, Şerif Erol, Binnur Kaya, Mustafa Kırantepe, Serkan Keskin, Nazlı Bulum, Murat Kılıç, Sarp Aydınoğlu, Barış Yıldız, Sarp Akkaya, Necip Memili, Bige Önal ve Utku Çakar da rol alıyor. Filmde Türkiye’nin önemli yönetmenlerinden Özcan Alper, Pelin Esmer, Emin Alper, Çiğdem Vitrinel ve Vuslat Saraçoğlu gibi isimler ise konuk oyuncu olarak yer alıyor.
Müzikleri Barış Diri’ye ait olan filmin şarkısı Edip Cansever’in ‘Mendilimde Kan Sesleri’ adlı şiirinden bestelendi ve Seyyal Taner tarafından seslendirildi.
Akçakoca kaçırdığı trenin filmini izlemekle yetinmesin!..
Akçakoca Belediyesinin depoda çürümeye terk ettiği Lenin heykeli, eğer iyi değerlendirilseydi ilçenin tanıtımı ve turizm olanakları açısından tarihi bir fırsata dönüşebilirdi.
Akçakoca’da bu konunun önemine dikkat çeken hatırı sayılır sayıda yazar ve gazeteci bu fırsata işaret etse de belediye yönetimlerinin meseleye ideolojik bakmaları nedeniyle bu fırsat bir kazanıma dönüşemedi.
Bugün Belediye başkanı Okan Yanmaz ve yönetimdeki arkadaşlarına bir kez daha bu çağrıyı yapmak bir zorunluluk haline geldi. Hikayesi Rusya’da başlayıp Akçakoca’da son bulan Lenin heykelini depolarda çürütmek yerine bakımını yaptırınız.
Bakımı yapılmış o heykeli bir camekân içinde kentin en müsait bir noktasında halkın ziyaretine açınız.
O heykelin hikayesinin izini süren çok sayıda edebiyatçı ve sinemacı Akçakoca’yı ziyaret edecek, çok sayıda TV ve radyo kanalı Akçakoca’yı bir stüdyo alanına dönüştürecektir. Buna endişeniz olmasın.
Lenin heykelini görmek ve hikayesini duymak için Akçakoca’ya turlar düzenlenecektir. Bu konuda daha şimdiden tur taleplerinin var olduğunu O Tur Bu Tur firmasının sahibi değerli Akçakocalı turizmci Ömer Özcan’dan öğrenebilirsiniz.
Unutmayınız!.. Belediye deposunda çürümeye terk ettiğiniz şey sadece ağaçtan bir heykel değildir; orada çürüyen Akçakoca’nın istikbali için kullanılamayan fırsatlardır.
Sayın yetkililer, o heykeli ve ilçenin makus talihini küf kokulu depolardan çıkartmanın zamanı gelmedi mi artık.
.