Akçakoca seçimlerine iki ay kala, siyaset arenasında söz söyleyen, yazılar yazan bazı çevreler, son günlerde iyice zıvanadan çıkıp işi Akçakoca düşmanlığına kadar götürdüler.
Akçakoca belediye başkanına sitem yazıları yazıp rakip adaylardan nemalanmaya çalışan bu zevatın kafalarına sokmaları gereken bir şey var; Belediye başkanları gelip geçicidir. Önemli olan Akçakoca’dır. Dolayısıyla birini eleştireceksiniz diye Akçakoca’nın kazanmış olduğu şeyleri yere çalamaz, bu memleketin değerleriyle dalga geçemezsiniz.
Örneğin son günlerde yapılan bazı paylaşımlara bakıldığında, sırf eleştiri olsun diye ilçe halkına kazandırılan birçok hizmete karşı olunma gibi otomatik bir refleks var.
Bir başkan adayının yandaşları istemiyor diye, park yapılmasın mı bu ilçeye. Yollar, alt yapı, asfalt ve benzeri hizmetler, rakip adayın propaganda imkanı artsın diye memlekete getirilmesin mi.
Neymiş efendim, Merkez cami etrafı o kadar paraya yapılır mıymış?.. E ne yapılsın yani, teklifler veriliyor, ihaleler yapılıyor, komisyonlar gözetliyor rapor tutuyor. Öte yandan yapılan işler bedavaya yapılmayacak ki.
Sırf birileri bu günlerde siyaset rüzgârı estirsin diye parkları, bahçeleri, çevre düzenlemeleri olmayan bir köye mi dönseydi Akçakoca.
Koskoca Değirmenağzı’na bir yaşam merkezi yapılıyor. Eğlencesi, dinlencesi, kültür binası, düğün salonları, parkları, tenis kortları ve daha neler neler yapılıyor.
Şimdi burası bilmem ne kadar para tutuyor diye yapılmasın mı yani?.. Ayyaşın, berduşun cirit attığı, ailelerin önünden geçmediği yerler bugün Avrupa standartlarında yaşam merkezine dönüşürken, bunun bir maliyetinin olmayacağını mı düşünüyordunuz.
Desteklediğiniz adayı parlatmak için Akçakoca’ya kara çalmak, insanlarımızın hak ettikleri standartlarda yaşamasına engel olmakla ne yaptığınızı zannediyorsunuz.
Siz hangi ara bu kadar Akçakoca düşmanı oldunuz. Birini desteklemek adına memleketinize bu kadar yabancı kalmanın bedeli ne olabilir.
Bir insan yaşadığı yere hizmet getirilmesine neden karşı olsun ki. Ne kadar paraya kör edildi gözleriniz ki gerçekleri göremez oldunuz.
Artık şunu iyice anlayın, Akçakoca’ya bir çakıl taşı bile kazandırandan Allah bin kere razı olsun.
Yapılan işlerin maliyetini sormak kısmına gelince… Tabiiki hep birlikte soralım. Ama yalana dolana başvurmadan konuşalım. Başkalarına cevap hakkı doğuracak şekilde değil; saldırarak, hakaret ederek değil, gerçekten cevabını öğrenmek için soralım.
Bir de şunu bilerek yazıp konuşmakta fayda var. Yapılan tüm işler, sadece belediye başkanının değil, içinde tüm farklı siyasi partilerin olduğu Belediye Meclisi tarafından alınıyor. Zaten işin doğrusunu o çok destek verdiğiniz adayın yanında gezdirdiği meclis üyeleri biliyor.
Eğer ortada bir yanlış iş varsa, emin olun diğer adayın olduğu kadar sizin adayınızın meclis üyeleri de bu işin içinde.
Diğer yandan, belediyenin bir simidi bile usulsüz satın almasına izin vermeyecek olan Bakanlık müfettişleri var. Sürekli denetimler yapıyorlar. 10 liralık usulsüzlük tespit etsinler hapsi boylamanız işten bile değildir.
Bırakın Akçakoca’ya hizmet üstüne hizmet gelsin. Usulüyle olduktan ve tüm partilerin meclis üyelerinin onayını aldıktan sonra borçlanmışız hiç önemli değil.
Borç dediğiniz neki. Borcu olmayan belediye mi var. Ya da belediye borçlu diye gelip evimizden televizyonumuzu mu haczedecekler.
Bırakın bu işleri artık. Akçakoca’ya yapılanların keşke on mislisi daha yapılsa. Daha çok park, daha çok yol, daha çok altyapı… Daha çok borcumuz olsaydı da Hüseyin Yanmaz Pazar yeri de bitmiş olsaydı. Biraz daha borçlu belediye olarak anılsaydık ama Üniversite yolu gibi bir sorunumuz geride kalsaydı. Kimse belediye borçlandı diye canımızı alacak değildi ya.
Sırf kendi adayınızı şişirmek için Akçakoca’ya iyice düşman oldunuz. Bence silkinip kendinize gelin.
Aksi halde, her sabah ısıtıp servis ettiğiniz ihanet edebiyatı, yüzünüze yerleştirdiğiniz sahte millilik ve yerlilik cilasını alaşağı edecek bir hakikat duvarına çarpmak üzere.