Düzce’nin Akçakoca ilçesinde yaşayan kayık ustası İbrahim Karakaş ve 43 yıllık hayat arkadaşı Nurten Karakaş, evlerinin yanındaki atölyede 41 yıldır balıkçı kayıkları yapıyor. Atölyede hem çocuklarına hem de çevrelerine örnek oluyor.
Yaklaşık 47 yıl önce kayık yapımına başlayan İbrahim Karakaş (68), evinin önüne kurduğu küçük atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor.
Karakaş, sonraki yıllarda yetiştirecek eleman bulamayınca eşi Nurten Karakaş’tan (64) kendisine yardımcı olmasını istedi. Zamanla işi öğrenen Nurten Karakaş’ın 41 yıldır eşinin yaptığı yaklaşık 250 kayıkta emeği bulunuyor.
“Artık bu son”
Hayatın her alanında birbirlerine destek olan 2 çocuk 3 torun sahibi Karakaş çifti, her sipariş aldıklarında “artık bu son” deseler de atölyeden bir türlü kopamıyor.
Hayatın yükünü birlikte omuzlayan çift, dayanışma ve çalışma azimleriyle çevredekilerin takdirini topluyor.
“Babam haberim olmadan kayığı satmıştı”
Baba mesleği balıkçılık olan İbrahim Karakaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu işe merakından ötürü başladığını söyledi.
İlk yaptığı kayığı babasının denize açılmasını istemediği için sattığını belirten Karakaş, “6 metre uzunluğunda yaptığım ilk kayığı babam benden habersiz sattı. Babam beni denize sokmak istemedi. 1974 yılında ikinci kayığımı da 7 metre boyunda yaptım, Düzce’ye makinesini almaya gittim. Geri döndüğümde, babam haberim olmadan kayığı satmıştı” dedi.
Balıkçılığa merakının olduğunu fakat babasının engelleriyle karşılaştığını anlatan Karakaş, babası sattıkça kayık yapmaya devam ettiğini, bu şekilde bölgede isim yaptığını ifade etti.
“41 yıldır benimle birlikte çalışıyor”
Mesleğin zor olduğunu ve yeni eleman yetişmediğini, bu yüzden 41 yıldır eşiyle birlikte çalıştığını dile getiren Karakaş, şöyle konuştu:
“43 yıldır evliyiz. 41 yıldır benimle birlikte çalışıyor. Benim hatalarımı görür. ‘Kayığın önü az açık oldu, orayı kapat.’ der. Gözü keskindir, anlar yani. Zamanla yardımcı olurken yanımda çırak ve kalfa oldu. Birlikte işlerimizi yürütüyoruz.”
“Atölyenin her işini yaparım”
Nurten Karakaş da ilk başlarda eşine yardımcı olmak için atölyeye gittiğini, zamanla işi öğrendiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Yaptıkça anlıyorsun bu işi. Eşimin yanında durdukça bazı şeyleri öğrendim. Göz arşivinin güzel olması gerekiyor, bazen ‘Burası olmadı’ diye uyarıyorum. Mecburen destek oluyorum. Yapabildiğim kadar yapıyorum. Boş zamanlarda atölyeyi temizlerim, makineleri silip atölyeyi düzenlerim. Atölyenin her işini yaparım, sadece kayık başında çalışmakla olmuyor.”