Hızla betonlaşan Akçakoca’dan geriye ne kalacak?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

800 yıl önce Cenevizliler tarafından yapılan ve Unesco Dünya Mirası geçici Listesi’nde yer alan, kalenin restorasyonu için adımların atıldığı bugünlerde;  1200 ‘lü yıllardan günümüze miras kalan Ceneviz Kalemiz ile haklı olarak övünüyoruz. Dünden bize Ceneviz Kalesi kaldı.  Peki, bugünden gelecek nesillere nasıl bir kültürel miras bırakacağız?

Yerel Yönetim anlayışımız, asfalttan ileriye gidemiyor maalesef. Daha ötesi için para bulunamıyor, Asıl önemlisi daha fazlası için proje yapılmıyor ki para peşine düşülsün. Varsa, yoksa asfalt… Asfalt dediğiniz geçici bir yatırım, geleceğe miras değil yani. Yollar asfaltlandıkça, ulaşım kolaylaşıyor haliyle, günümüz yaşam tarzında bu durum ihtiyaca dönüşmüş/dönüştürülmüş.

Yaratılan ve benimsenen bir ihtiyaç talep de doğuracak haliyle ve yerel yönetimler, seçmeni kazanmak için en ücra köşelere bile asfalt dökmek için varlarını, yoklarını ortaya koyacaklar. Bugün asfalta yapılan “yatırıma” bakınca, geleceğe miras bırakmayacağımızı tahmin etmek zor değil. Dökülen asfalt toprağı hapsettiği ve yağmur sularının toprağa ulaşmasını engellediği için küresel kuraklığa da davetiye aynı zamanda.

Araç trafiği ve asfaltın su geçirmez yapısı küresel ısınmayı da hızlandırıyor. Asfalttan da vazgeçemiyoruz. Sayın Başkan Yemenici; Küresel ısınmayı azaltmak için; yapılan tüm asfaltların kenarlarına ekim ayında ağaç diktirebilir misiniz? Ağaçlar büyüdükçe, kaldırımda yürüyenler ‘bu ağaçları dikenlerden de, diktirenlerden de Allah razı olsun” desinler. Yaptıklarınızdan geriye bir tek onlar kalacak çünkü.

Akçakoca’da Kültüre, Sanata Yatırım YOK !

M.Ö (Milattan Önce) 300 ‘lü yıllarda Likya’da ( Bugünkü Fethiye) yaşayan bir Aslan Kral varmış. Hem çok güçlü, hem de Karun kadar zenginmiş. Altından tahtları, altından giysileri, silahları varmış. Adı Krezüs olan bu güçlü kral, gezgin filozof Solon’un topraklarına geldiğini duyunca, sarayına davet etmiş.

Aslan Kral, gücünün ve zenginliğinin farkındaymış ama; daha önce yaşayan krallıkların yok olduğunu bildiği için, kendi krallığının da bir gün yok olmasından endişe ediyormuş. Krallığını yaşatmanın bir çaresi olup olmadığını;  birçok ülke gezen, krallıkların doğuşunu ve yok oluşunu gören bilge Solon’dan öğrenmek istiyormuş.  Solon’a sormuş : “Söyle bana aziz Solon, sence ülkemi nasıl ve neyle ayakta tutmalı ve sürdürmeliyim?” Solon’un Aslan Krala verdiği cevap, kralın hiç hoşuna gitmemiş. Çünkü Solon bu soruya: “Bir ülkeyi ayakta tutan şey -elbette bana göre- asker değil, zaferler değil, yalnızca ve yalnızca culturadır; gelenek ve sanatla yükselmiş bir culturaus, belki bir sophia, yüce kral” diye cevap vermiş. (İskender Pala, Karun ve Anarşist).

Solon’un dediği gibi “krallar gelir, geçer, geriye kalan kültürel mirastır” İktidarlar değişir, başkanlar gelir geçer, biz halk olarak geriye ne kalacak ona bakalım.