22 Kasım 2025 Cumartesi
Türkiye’nin fındık politikası, uzun süredir aynı sorunun etrafında dönüyor: “Üreticiyi gerçekten koruyacak, piyasayı dengeleyebilecek bir kooperatif modeli mümkün mü?”
Akçakoca’da kurulan AFİKO bu soruya verilmiş en güncel cevaptır.
Ancak bu yeni arayışı doğru okuyabilmek için önce eski tecrübeyi, yani FİSKOBİRLİK’in neden başarısız olduğunu soğukkanlı bir analizle görmek gerekir. Çünkü bugün ne yapılırsa başarıya götürür, ne yapılırsa başarısızlığı garantiler… Hepsinin cevabı FİSKOBİRLİK’in hikâyesinde saklıdır.
FİSKOBİRLİK NEDEN BAŞARAMADI?
Fındık üreticisinin bir zamanlar tek dayanağı olan FİSKOBİRLİK, bugün piyasada neredeyse hiçbir etkisi olmayan, tarihi bir kalıntıya dönüşmüş durumda. Bu dönüşüm, tesadüf değildir.
1) Siyasetin Göbeğinde Kalmış Bir Kooperatif
FKB’nin (Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği) en büyük kırılması burada yaşandı. Yönetimler değiştikçe fiyat stratejileri değişti, üretici politikaları siyasi gündemlere göre belirlendi. Birlik, kendi kendini yöneten ticari bir yapı olamadı, resmi bir memuriyet mekanizmasına dönüştü.
Bağımsız olmayan kooperatif, maalesef piyasanın aktif oyuncusu da olamadı.
2) Üretici, Sattığı Fındığın Parasını Alamayınca…
Üretici, binbir emekle topladığı fındığını FKB’ye tesli etti ama zamanla fındık bedellerinin ödeme süreleri uzadı ve son olarak da durdu.
FKB’nin zincir marketlerinden olan Fiskomar aracılığıyla, alacaklı üreticiye para yerine market ürünü satılarak mahsuplaşmaya gidildi ama bu sistem de üretenlerin FKB’den tamamen kopmasına engel olamadı. Zamanla güven kaybolunca üretici de kooperatife değil, tüccara yöneldi.
3) Ürün Alacak Para Bulamayan Bir Birlik
FİSKOBİRLİK son döneminde mali bir çıkmazın içindeydi. Ürünü almak için Devlet hazinesini kullanan fakat ürünü satamadığından depolarda adeta kaderine terk eden FKB, giderek devletin sırtında bir kambura dönüştü.
Her sene milyarlarca dolarlık hazine gideri oluşturunca çare olarak TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) devreye sokuldu ama bu çaba da hazineye külfet getirmekten öteye geçmedi.
Ürünü alıp depolamaktan başka fonksiyonu olmayan bir yapı, piyasada fiyat belirleyemez. Nitekim fındık alanında TMO’nun kaderi de FKB’den farklı olmadı.
4) Depolama, Randıman ve Lisanslı Depo Eksikliği
Dünyada tarım piyasasını kontrol eden tüm kooperatiflerin ortak özelliği:
* Modern depo
* Analiz laboratuvarı
* Elekronik ürün senedi (ELÜS) sistemidir.
FKB’de bunların hiçbirinin karşılığı yoktu. Depolanan fındık fire verdi, yağlandı, çürüdü, küflendi, kalitesi düştü.
5) Mamul Ürün Üretemeyen Bir Birlik
FKB’nin “Çiğ fındık” ile dünya devi Ferrero’ya karşı rekabet etmesi mümkün değildi. Ferrero dışında alternatif alıcılar bulmak gerekliydi fakat, FKB’nin profesyonel olmayan birlik yöneticileri eliyle bu pazar arayışları netice vermedi.
FKB’nin doğrudan ve dolaylı olarak mamul hatları (çikolata, krema, ezme, fındık yağı) kurulumu çabaları oldu ama güçlü pazarlama ağı oluşturulamadı. Güçlü marka oluşturulamadı. Diğer zincir marketlerle iç tüketimi artıracak işbirlikleri ve ürün satış bağlantıları kurulamadı.
FİSKOBİRLİK çiğ ürün satmanın dışına yüksek oranda çıkamadığı için, katma değer üretemedi.
6) Ferrero Tekelinin Finansal Baskısı
Ferrero’nun gücü, sadece marka büyüklüğünden gelmiyordu; Sonsuz finansman, dev tedarik zinciri, sabit alım garantisi, özellikle fındık kreması markasında global pazar kontrolü, tekelci firmanın elini güçlendiren etmenlerdi.
FKB ise tam tersine, parasız, siyasete bağlı, pazarsız bir yapıydı.
Bu denklemde kim kazanır belliydi.
Sonuç olarak, FİSKOBİRLİK başarısız oldu, etkisizleşti. Kendi ayakları üzerinde durması için gerekli ekonomik ve kurumsal zemin de sağlanmayınca zaman içinde kaderine terk edildi.
Peki bu günün koşullarında yeni kurulan kooperatif Afiko başarılı olabilir mi?… Bu da bir sonraki yazının konusu olsun.
.