03 Nisan 2021 Cumartesi
Dünyadaki bir çok yapı, gerek siyasi gerek idari yapıların hepsi gençlik üzerine kurulmuştur.
Gençlerin hırsından, emeklerinden, azminden faydalanmak isteyen ve onlara bir gelecek hayali kurdurup ona inanmasını sağlayan birçok yapı var. Bu yapılar gençliğin gücü olmadan asla ayakta duramayacaklarını biliyorlar.
Ben bu yazımda Akçakoca’da gençlerin üzerinden dönen entrikaları ele alıyorum…
Gençler, sadece bazı emeller için kullanılacak bir araç değildir. Ülkemizde bir çok kuruluş, gençleri bir hedefe daha hızlı ulaşmak amacıyla bir araç olarak kullanıyor.
Bir siyasi kuruluşu ele alalım. Yazıma şu sözle başlamak istiyorum: ”Politikacılar dünyanın her yerinde aynıdır, nehir olmayan bir yere köprü yapacaklarına söz verirler”. Nikita Khrushchev’in bu sözü aslında işin özüdür. Günümüzde siyasi kuruluşlar, gençleri etkilemek için fütursuz yalanlara başvururlar. Sizi etkileyen bir kisveye bürünürler. Fakat, siyasetin iç dünyasına girdiğiniz zaman kendinizi masa taşırken bulursunuz. Sokak sokak çalışır, direklere parti bayrakları asar, kapı kapı broşür dağıtırsınız.
Yeri geldiğinde hakaret bile yediğiniz, kovulduğunuz olur. Bu kadar azimle, hırsla çalışırken o yapının içinde zamanla antikalaşmış insanların yalanlarını duyarsınız. ‘Artık bizim zamanımız doldu’, ‘gençler gelsin’, ‘bu gençler nerede artık’, ‘biz çekilelim meydanı gençlere bırakalım’ gibi kalitesi düşük yalanlar duyarsınız.
İnanırsınız, aday olmak istersiniz, işte o andan itibaren entrika çemberine girmiş bulunmaktasınız. Gençliğin enerjisiyle baş edemeyeceklerini fark eden bu insanlar karşınıza belli zorluklar çıkarmaya başlarlar.
Genç birey bir yere aday mı olacak şüphesi anında belirir. Bilgiler sorgulanır, bilgi boyutunu aştınız eğitim durumu sorgulanır, bunu da aştınız karşınıza maddiyat çıkar.
Klasik sokak jargonu ile aday olmak için milyarların lazım olduğu söylenir. Bir gencin bu maddi külfeti nasıl aşabileceği sorulur. Hadi diyelim bunu da aştınız, imkansız olanı zorladınız, bu sefer de etnik köken sorgulamaları ısıtılır.
Bir Laz’ın arkasından mı yoksa bir Kürt’ün arkasından mı gideceğiz diye size ırkçılık kokan fakat siyaseten yıpratma gayesinden başka bir şeye hizmet etmeyen politikalar uygularlar. İşte bu duruma İLLUMİNATİ Entrika çemberi diyorum.
Suyun başını tutmuş belli başlı isimler, bütün bu davranışların kontrol mekanizmasını ellerinde tutarak, gençlerin bilime, eğitime ve üretime dayalı bütün hayallerini kontrol altına alıyorlar. Ben bunlara da ON KRALLAR diyorum.
Örümcek ağı yapılanması, bütün iş alanlarını, devletin kurumlarını, fabrikaları – şantiyeleri ve inşaatları, hepsini elinde bulunduran ya da sözlerinin geçtiği ON KRALLAR… bir genç işe mi girecek, sınava mı girecek, bunların izni, torpili, desteği olmadan asla bu gerçekleşemez.
Bunların referansını almak için, bunların inançlarına fikirlerine biat etmeniz gerekmektedir. Biat ettiniz mi artık sizde kutsal amaca hizmet eden muhafızlar oldunuz demektir.
Yazımı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bir veciz sözüyle bitirmek istiyorum:
”Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.”