Çay ocağında bir abiyle sohbet ediyorduk. Mevzu tabi ki siyaset ve belediye seçimleri üzerineydi.
Belli ki biz kendimizi biraz fazla seçime ve adaylara kaptırmışız ki yan taburede oturan yaşlı adam veciz bir söz söyledi bize; ‘’Evladım, bu millet aslı varken fotokopisine bakmaz.’’
Neden böyle dediğini sormamıza müsaade etmeden kendisi anlatmaya başladı.
Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’nın kurucusu olduğunu, MHP liderinin ise onun destekçisi konumunda olduğunu söyledi.
Devletin yönetiminde söz ve yetki sahibinin Erdoğan olduğunu, Bahçeli’nin ise geçici bir işbirliğinin geçici bir ortağı pozisyonunda yer aldığını söyledi.
Kendisine ‘Cumhur İttifakı’nın sonu ne olacak?’ diye sorduğumda, ‘’Hangi Cumhur İttifakı! Bunlar geçici birlikler. En kısa sürede herkes kendi yoluna gider’’ deyince bugüne kadar düşündüklerimin doğrulanması karşısında mutlu oldum.
Evet aynen öyle… Bence de Cumhur ittifakı kısa sürede dağılacak ve herkes yoluna gidecek. Biz vatandaşlar ise ilk seçimlerin olacağı 4 seneye kadar Erdoğan iktidarıyla muhatap olacağız.
Peki belediyelerde durum ne olacak?
Ekonomi otoritelerinin çeşitli programlarda dile getirdiklerine paralel olarak şunu söyleyebilirim, Türkiye’nin içine girdiği ekonomik bunalım bir süre daha devam edecek.
Merkezi hükümetin bütçe kısıtlamasına gitmesi yerel yönetimlere para ve çeşitli ödeneklerin kısıtlanmasına da yol açacak.
Yani artık belediye yönetimleri istedikleri hibeleri, ödenekleri, yardımları ve kredileri eskisi gibi kolay alamayacak.
Bu durumda Akçakoca belediyesini yöneten kişinin partisi daha bir önem kazanacak.
Örneğin CHP ya da MHP adayının belediye başkanı olduğu durum ve imkanlar ile Ak Parti adayının belediye başkanı olduğu durum ve imkanlar aynı olmayacak.
Kısıtlı imkanlarla, yeni projeleri hayata geçirme olanakları az olan muhalefet belediye başkanı ile iktidarla aynı aileden olan belediye başkanının doğal olarak hizmet kaliteleri farklı olacak.
Muhalefet belediyesi maaş ödemekle sınırlı bir belediyecilik yapabilecekken, iktidar mensubu belediye başkanı, kredi olmazsa bile hibelerle ve büyük şehirlerden getirilecek para, ekipman ve malzeme desteğiyle işini yapacak.
Bu durum sadece Akçakoca için değil tüm Türkiye için geçerli olacak. En azından ekonomik kriz biraz öteleninceye ve ülke olarak geçmiş yıllardaki konuma gelinceye dek.
Şunu kabul edelim ki, Cüneyt Yemenici eğer Ak Parti’nin belediye başkanı olmasaydı tabii ki 180 milyon lira hibeyi ve 40’a yakın aracı bedava olarak Akçakoca’ya getiremezdi.
Önümüzdeki nispeten daha zorlu şartlarda Akçakoca birtakım kredi ve araç imkânına sahip olacaksa bu da muhalefet adaylarıyla değil ancak Yemenici ile mümkün görülmekte.
Şimdi baştaki muhabbetimize geri dönersek… Seçimler bitecek, ittifak ortakları erkenden yollarını ayıracak, elimizde 4 yıl boyunca Ak Parti hükümeti kalacak.
O koşullarda Belediye Başkanı olarak kimin çay kaşığıyla kimin ise kepçeyle hizmet getireceğini söylemeye bile gerek yok sanırım.
O yaşlı amcanın söyledikleri aslında biraz da buna işaret ediyormuş.
Aslı dururken fotokopiden Akçakoca’ya hizmet de gelmezmiş.
News
