ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE NEDEN HAYIR DİYORUM (17-18)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda değişiklik yapılmasına Dair 6771 sayılı Kanuna neden hayır dediğimi açıkladığım yazı serimizde bugün sıra on yedinci ve on sekizinci maddelerde.
Kanun maddelerini açıklarken yorumdan çok, maddelerin içeriğinin anlatılmasına dikkat ettim. Mümkün olduğu kadar okurların halk oylamasında tercihini kullanırken, neyi oyladığını bilmesini, bu oylamanın sevdiği, desteklediği bir parti seçimi olmadığını, gelecekte istemediği, desteklemediği bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı seçildiğinde de aynı yetkileri kullanarak tek başına Türkiye’yi yöneteceğini, yargıyı belirleyeceğini bilmelerini istedim.
GEÇİCİ MADDE 21.A) TBMM genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3.11.2019 tarihide birlikte yapılır. Seçimin yapılacağı tarihe kadar milletvekillerinin ve cumhurbaşkanının görevi devam eder.
B)Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ( yani halk oylamasında evet çıkarsa) en geç 6 ay içinde TBMM, bu kanunla yapılan değişiklikle ilgili meclis içtüzüğü değişikliği ile diğer kanuni düzenlemeleri yapar. Cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenleneceği belirtilen değişiklikler cumhurbaşkanının göreve başlama tarihinden itibaren 6 ay içinde cumhurbaşkanınca düzenlenir.
HSK ,bu kaldırılan mahkemelerin hakim ve savcılarını adli veya idari yargıya atayabilir.
G)İlgili mevzuat ile Başbakan ve bakanlar kuruluna verilen yetkiler, mevzuatta değişiklik yapılıncaya kadar cumhurbaşkanı tarafından kullanılır.
H)Anayasanın 67.mad. son fıkrasında bahsedilen seçim kanunlarında yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde uygulanamaz hükmü; yeni anayasanın kabulünden sonra yapılacak ilk milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından uygulanmaz.
MADDE 18: Halk oylamasına tabi tutulan anayasa değişikliği maddelerinin yürürlük tarihini içermektedir. Bu Kanun ile Anayasanın;
“Bu değişiklik paketindeki kimi hükümler ilk seçimlerin yapıldığı tarihte, kimileri ise seçim takviminin başladığı tarihte yürürlüğe giriyor.
Anayasanın 159.uncu maddesinde ki HSK üyelerinin seçimi ve diğer düzenlemelerin uygulaması;
Cumhurbaşkanı’nın partili olabilmesi, anayasa değişikliğinin resmi gazetede yayımlandığı tarihte;
Milletvekili sayısının 600 olacağı, bir sonraki seçimlerin 5 yıl sonra yapılacağı, Seçime katılacak Cumhurbaşkanı adaylarının kimler olabileceği ve seçimlerin nasıl yapılacağı maddeleri, yapılacak ilk seçimde seçim takviminin başladığı tarihte;
Diğer tüm değişiklikler birlikte yapılacak Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarihte; yürürlüğe girecektir”. (İbrahim Bilgin)
Maddeleri açıklarken gördüğünüz üzere cumhurbaşkanının yeminine dair anayasa maddesinin 103.maddesinde herhangi bir değişiklik yoktur. Yani Sayın Cumhurbaşkanı görevini tarafsızlıkla yapacağına dair yemin etmiştir. Ancak maalesef tarafsız davranmamaktadır. Kişinin yasalara uyması gerekirken, yasaların kişiye göre yapıldığı yer Türkiye olmamalıdır.
Her ne kadar kanunda hep “cumhurbaşkanı” olarak kullanılmışsa da bu bir başkanlık rejimidir. Ancak başkanlık rejimlerinin önemli bir özelliği olan kuvvetler ayrılığının olmadığı, Türkiye’ye özgü başkanlık rejimidir.
Parti genel başkanı olarak milletvekillerini belirleyen, Başbakan ve Bakanlar Kurulunun, Meclisin görevlerini kendinde toplayan, HSK vasıtasıyla Hakim ve Savcıları atayıp görevden alan, Olağanüstü hal ilan edip, kişi temel hak ve özgürlüklerini de kısıtlayabilecek kararnamelerle ülkeyi yöneten bir tek adam rejiminin ülkenin güçlenmesine, kalkınmasına, halkının huzur ve refah içinde yaşamasına hiçbir katkısı olmayacağını, dünyanın geri kalmış ülkelerinin çoğunun başkanlıkla yönetildiğini, Ortadoğu ve “Arap baharı” örneğinde gördüğümüz gibi tek adam yönetimlerinin ülkelerini felakete taşıdığını hatırlatır,16 Nisanda tercihinizin hayır olmasını umut ederim.