DOLAR 34,6517 0%
EURO 36,4320 0.07%
ALTIN 2.931,320,00
BIST 9.636,12-0,25%
BITCOIN 3158558-3,60%
Düzce

AZ BULUTLU

06:26

İMSAK'A KALAN SÜRE

312 okunma

Korona mı… O da neymiş?

ABONE OL
11/04/2020 16:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir süredir koronavirüsle haşır neşir bir hayat sürüyoruz. Sanki hepimiz virüsle yaşamaya alışmışız gibi, onu kucaklamışız gibi çıkıp gezdiriyoruz sokak sokak.

Zaten bu zorlu dönemde her nasılsa her birimiz birer doktor, birer uzman hekim olduk maşallah. Her şeyi bilme ve üzerine koyarak uydurma konusunda da harikalar yarattığımızı söyleyebilirim.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamız belki de en büyük hatamız. Oysaki virüs hakkında bildiklerimizi ve uzmanların görüşlerini uygulayabilme becerisine bir sahip olabilsek, belki de sürecin ortaya çıkartacağı tahribatı en aza indirgeme imkanı yaratabiliriz.

Ama gururla ilan ettiğimiz en büyük başarı (!), koronavirüsün ırkımızı etkilemeyeceğine olan inancımızdı. O da yetmiyor gibi, bilimi bir kenara bırakıp ilim ile virüsün üstesinden geleceğimiz kanaatine varan kişi veya kurum yöneticilerinin sözlerinin bizleri rahatlatan geçici morfin etkisi, bizi virüse karşı verilen mücadelede biraz tembelleştirdi.

En tepeden söylenenler çok açıktı; Bu zor dönemde herkes kendi OHAL’ini ilan ediverecekti. Ama bizler, tabiattaki en gelişmiş sosyal varlıklar olarak, insanın insana izole olmasını pek içselleştiremedik.

Maliye ve Hazine erkânımız, krizin ekonomik tahribatına karşı art arda ekonomik paketleri açıklarken, virüse darbeler (!) vuruyorduk ama, her nasılsa Sağlık Bakanı’nın her akşam açıkladığı veriler, tablodaki oku hep yukarıya doğru çıkartmaya devam ediyordu.

Fazla bir şey kalmamıştı aslında. Açıklanacak 2-3 paketin ardından inanıyorum ki virüs artık bizimle kalmak istemeyecek. Korona denilen araba markasının kopyası illet bin bir türlü zorlukla girdiği Anadolu topraklarından arkasına bakmadan kaçıp gidecek. Zaten güneşli havalar başlamak üzere, iki taraftan sıkıştırdık bu illeti, kaçması an meselesi.

Dünyanın kucağında bulduğu bu belayı def etmeye çalışırken bize özgü reflekslerle hareket ettiğimiz şüphe götürmez. Çok zorlasak da bizim tarzımız farklı kardeşim. Ecnebiye uymayan korunma şekillerimiz, uyarıları dikkate almayan dik bir tarafımız var. Ve nihayetinde öleceksek bu da kaderde var öyle değil mi.

Ölen ölür kalan sağlarla yolumuza devam ederiz gibi anlamlar çıkardığımız salgın savar günlerinde, en etkili ve en mükemmel mücadeleyi(!) bizim yaptığımız kanaatine vardım.

Bunları yazarken hiç karamsar olmadığımı özellikle belirtmek isterim. Bakın havalar da düzeldi, virüsün can korkusu güneş açmaya, sıcaklığını hissettirmeye başladı bile.

Varsın ara sıra sokağa çıkma yasakları da beraberinde gelsin. Yeter ki bu işin sonu hayra çevrilsin.

Şairin de dediği gibi, denizi görmek istediğimizde balkondan beri başımızı gökyüzüne çevirmemiz yeterli bir kaç gün.

 

 

 

 

.

 


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ