Öyle oturduğunuz yerden yazıp çizmekle olmuyor bu isler. Birer saat aralıklarla sosyal medyada paylaşım yapınca bu korona illetiyle mücadele etmiş mi oluyoruz? Kuru laftan, yasaktan başka olumlu neyiniz var, bir deyin hele.
SOKAĞA ÇIKMAK YASAK
Senin için sallaması çok kolay. Var mı bir alternatifin? Yok.
Sen robdöşambrınla lüks evinde sıcacık otururken, banka hesabında da milyonların varken…
Eğer bu zorlu kış gününde beden işçisi çalışamazsa, inşaat çalışanları şantiyeye gidemezse, üç çocuğunun önüne ekmek getiremeyen, ilaçlarını alamayan, evini ısıtamayan, karısının, çocuklarının karşısında ezilip büzülen, pazar harçlığı veremeyen vatandaşın hali ne olur düşündün mü? Tabiki de hayır.
İktidar partisi olarak laftan başka ne ürettiniz. İsterseniz hal-i pür melalinizi kısaca özetleyeyim:
NEREDE YARDIMLAR?
Bu zorlu günlerde dünya ülkeleri milyar dolarlık yardım paketlerini vatandaşların hizmetine açarken, siz ancak turizmin öldüğü bu dönemde turistik otellere mali imkanı pakete soktunuz.
Uçuşların yasak olduğu bu dönemde uçuş fiyatlarında KDV indirimleri açıkladınız. Bunun bırakın yardım paketiyle alakasını, akılla ve izanla açıklanabilir bir yanı var mı Allah aşkına.
Hele bir de esnafa 25 bin liralık bir destek açıkladınız ki, sanırsın bankalara talimat verip, ‘’ben öyle açıklıyorum ama sen işi zorlaştır o parayı sakın verme’’ demişsiniz.
Bankanın kapısına giden esnaftan öyle evraklar isteniyor ki sanki bankanın kendisine müşteri olmuşsun da bankacıyı binayı kaybetme korkusu almış. Zaten o belgeleri getirecek durumda olan esnaf neden bankaya yardım için başvursun ki kardeşim.
Nasıl olduysa destek paketine 2 milyar gibi bir kaynak sıkıştırıp sözde 2 milyon fakire dağıtacaktınız. Merak ediyorum, dar gelirli gruplar evlerine çekilmişken bu yardımları ölmeden verebilecek misiniz?
Üstelik ülke tarihimizin bu en zorlu döneminde para musluklarını açmanız gerekirken hepi topu 100 milyar lira gibi bir kaynak açıkladınız.
Şimdi bir mukayese edelim… ABD’nin 2,2 trilyon dolar, Fransa’nın 300 milyar dolar, İspanya’nın 230 milyar dolar yardım paketi açıkladığı günlerde siz sadece 13 milyar dolara denk gelen bir parayla halka yardımcı olacağınızı mı zannediyorsunuz.
Nerede bu ülkenin kaynakları? Nerede zor dönemlerde başvuracağımız paralar. Sadece çalışanların maaşlarından yıllar boyu kesilerek birikmiş olan İşsizlik Fonu’nda 130 milyar para var. Bu para size ait değil. Bu para çalışanların alınterlerinden kesilerek toplanmış bir para. Bu parayı bile başka yerlerde kullanıp heba etmeseydiniz, bu ülkenin halkı bu zor günlerinde size bile ihtiyaç duymayabilirlerdi. Ama nafile. Görülen o ki, o fonun parasını da buharlaştırmışsınız.
Yardım paketinin sonunda 65 yaş üzeri vatandaşlara kolonya falan dağıtılacağını belirttiniz. Nerede o kolonyalar. Bu karantina günlerinde kullanılması elzem olan kolonyaları vatandaş öldükten sonra, taziye törenlerinde mi dağıtalım istiyorsunuz.
Balkınız, bu işler hayati önemde işler. Bu işler son derece ciddi işler. Bu tür seçeneklere hazır değilseniz dünya liginden düşmeniz işten bile değil ama, biz burada kurtarılması gereken hayatlar adına kaygılanıyoruz.
Tek yaptığınız evde kalma çağrıları yapmak. Bunu anladık kardeşim, sen evde kalana para, erzak, dezenfektan verebiliyor musun, ondan haber ver.
Senin sosyal medyadan yaptığın çağrıyı ilkokul çocukları bile ortak video çekimleriyle yapıyor zaten. Dolayısıyla fakire fukaraya karşı biraz daha samimi olman gerekiyor be arkadaşım.
Siz, iktidarın tepeden yaptığı açıklamaları bir papağan misali tekrar edip duran muktedirler!..
Mesela siz Akçakoca’da kaç tane yaşlı tespit ettiniz. Kaç ekip kurarak onlara yardım ulaştırdınız. Sahi siz kaç kişisiniz? Bu zor günlerde gençleriniz nerede, seçim zamanlarında boy boy fotoğraf çektiren kadın kollarınız nerede?
Mesela Akçakoca’da bir kriz masası kurulsun diye söyleyip durduk. Her kurumun içinde olacağı bir masa kurulsun, ihtiyaçlılar doğru bir şekilde tespit edilsin, yardımlar sağlıklı ve bir plan dahilinde dağıtılsın istedik.
Tam da birlikte hareket etmeye en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde ilçe başkanlarıyla bir araya gelmekten kaçındınız. Üstelik pek matah bir şey yapmışsınız gibi bu kaçışı haklı bulduğunuzu ima eden çıkışlarınız oldu.
Bakın arkadaşlar, desinler diye iş yapmaktan vazgeçin. Küçücük okşanmalar, duygu pohpohlanmaları yüzünden hükümetin papağanı olmaktan geri durun. Yüzünüzü memleketinize dönün. Gücünüzü Akçakoca için, Akçakoca’nın yoksulları, çaresizleri, yaşlıları için kullanın.
Zaman caka satma zamanı değil, zaman fiyaka yapma zamanı değil. Zaman, halkın yanında samimiyetle yer alma zamanıdır.
.
News
