Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, 16 Nisan referandumu çalışmaları kapsamında Akçakoca’yı ziyaret etti.
Partisinin seçim otobüsüyle Akçakoca’ya giriş yapan Başkan Aksakal ve beraberindeki heyet, daha sonra ilçe esnaflarını ziyaret etti.
Ziyaret sırasında bir çay ocağının önünde vatandaşlarla çay içen DSP Genel Başkanı, burada vatandaşların hem sorularını yanıtladı hem de referandumda neden hayır oyu verilmesi konularında açıklamalar yaptı.
DSP Düzce İl Başkanı ile tekrar esnaf ziyaretine çıkan Genel Başkan Aksakal’a, Akçakoca İlçe Başkanı Ahmet Keleş’in yanı sıra CHP Akçakoca İlçe Başkanı Turan Güler de eşlik etti.
Ak Partinin referandum çalışma bürosunu da ziyaret eden Aksakal, burada görevlilerle bir süre sohbet ederek, çalışmalarında başarılar diledi.
Genel Başkan Aksakal ve DSP’li yöneticiler, esnaf ziyaretlerini tamamladıktan sonra DSP ilçe başkanlığı binasına geçerek, burada basın mensuplarına bir açıklama yaptı.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın basın açıklaması şu şekildeydi:
’Değerli basın mensupları,
Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar, etkin siyasi aktörlerin, üstlendikleri rollerini “harfiyen” yerine getirmeleriyle aşama aşama sürüyor.
On gün sonra bir referandum oylaması yapılacak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin DNA’sı değiştirilmeye çalışılıyor, vatandaşların büyük çoğunluğu niçin “evet” ya da “hayır” demeli konularında aydınlatılmayı beklerken meydanlarda yine belden aşağı, siyasi etikle bağdaşmayan ve kabalığın tavan yaptığı üslupların uçuştuğu bir süreç yaşıyoruz.
Tek kelimeyle “yazıklar olsun” diyorum.
Türk milleti bu siyasetçi tiplemelerine müstehak değildir.
Ekonomik veriler halkın ve devletin batma noktasında olduğunu gösteriyor.
Sadece özel sektörün toplam borcu 375 milyar doları aşmış durumda.
Oysa biz bu devleti Ak Parti’ye teslim ettiğimizde 150 milyar dolar toplam borcu vardı.
Bugün halk, pazar masrafını yaparken artık kiloyla değil gramla alışveriş yapmak durumuna getirildi.
Çeyrek altın 250 liraya ulaştı. İnsanlar eş-dost cemiyetlerinden davetiye gelmesin diye dua ediyor.
Sınırımızda göz göre göre yeni dayatmalar yaşanıyor, bin yıllık Türk yurduna teröristlerin bayrakları çekiliyor.
Avrupa devletlerinin neredeyse tamamıyla kavgalı vaziyette, çağdaş medeniyet ikliminden hızla uzaklaşıyoruz.
Bütün bu hadiseler yaşanırken iktidar sahipleri, ülkeyi içine düşürdükleri bu badirelerden kurtarmak için çaba sarf edeceklerine, hukukun ve adaletin bir gün karşılarına çıkacağı gerçeğini bildikleri için kendilerini kurtarma derdine düşmüşler.
Halka kabul ettirmeye çalıştıkları anayasa değişiklikleriyle ömür boyu yargılanmaktan kurtulmayı, millet iradesini kullanarak bir kişinin iradesini oluşturmayı hedefliyorlar.
Bütün bunları milletin gözünden kaçırmak için de her iki lafın başında 15 Temmuz darbe kalkışmasına gönderme yaparak vatandaşın aklıyla alay ediyorlar.
Nedir kardeşim derdiniz? Her türlü siyasi gücünüz ve parlamento desteğiniz var.
Kimden korkuyorsunuz?
Biri diyor ki “darbenin siyasi ayağında kimler varsa iktidar partisi açıklasın.”
Başbakan da, Cumhurbaşkanı da diyor ki “bizde bir bilgi yok varsa sen açıkla.”
Kayıkçı kavgası yapıyorlar.
Açıklasana kardeşim elinde bir belge varsa. Eğer yok da “çalıya taş atıyorsan” bunun adı siyaset değil başka bir şey olur.
Ve bu 15 Temmuz.. FETÖ.. PKK.. IŞİD.. SURİYE hikayeleriyle de milleti oyalamayın artık, halkın gerçek gündemine dönün.
Enflasyon % 12’lere dayanmış, işsizlik % 15’leri aşmış, devlet ve millet gırtlağına kadar borç batağına saplanmış.. siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?
Değerli basın mensupları,
Hepsinin olan-bitenle ilgisi ve bilgisi var, fakat kurgulayıcılarının izin verdiği kadar konuşabiliyorlar.
DSP olarak biz diyoruz ki; işte sadece bu sebep bile referandumda HAYIR oyu vermemiz için yeterlidir.
Türkiye’nin millet meclisinde sahnelenen orta oyununu artık sonlandıralım.
Aksi taktirde iktidarıyla, parlamentodaki sözde muhalefetiyle bunlar bizi bir uçuruma yuvarlayacaklar.
Başında bulunduğu devletin ve milletin adını koyamayanlar, “Türk, Kürt, Çerkez, Roman demiyorum, Tek Millet diyorum” diyenler, mitinglerinde salladıkları bayrağın TÜRK BAYRAĞI olduğunu elbet bir gün kabul edeceklerdir.
Biliyoruz ki, Türk milleti bu kötü gidişi durduracak irade ve tecrübeye sahiptir.
16 Nisan’da güçlü bir HAYIR tercihiyle bunu gerçekleştireceğine de yürekten inanıyorum.
News
