Cumhuriyet Halk Partisi’nin 17 Temmuz’da yapılacak olan olağanüstü kongresine sayılı günler kala, adaylıkları belli olan Tuğrul Abanoz ve Ahmet Kaya’dan birlik ve beraberlik konusunda art arda mesajlar geliyor.
Şu günlerde sadece 2 adayın belirginleştiği olağanüstü kongre öncesinde tarafların yaptıkları açıklamalar, parti içinde bölünmeye ve kırgınlıklara yol açacak söylem ve eylemlerden kaçınmanın önemi üzerine.
Bu hassasiyeti her fırsatta dile getiren mevcut adayların, başka bir adayın olmaması durumunda, aralarında geçecek olan kongre yarışının birlik havasında geçeceği bugünden öngörülebiliyor.
2023 seçimlerinin muhtemel bir erken genel seçime dönüşmesi kararının beklendiği şu dönemde, gerek Tuğrul Abanoz gerekse de Ahmet Kaya, kırgınlıklara sebep olabilecek adımlar atmamaya özen gösterdikleri gibi, her iki aday da kendilerinin ilçe başkanlığını kazanmalarından daha ziyade CHP’nin iktidar yürüyüşüne Akçakoca’dan azami desteği vermeyi daha doğru bulduklarını ifade ediyorlar.
CHP’nin ilçedeki mevcut görünümü iyi değil. Çok parçalı bir yapı, birleşme potansiyelinden daha çok bölünme ve ayrışma dinamiklerinin daha fazla olduğu bir görüntü çiziyor. Bu intibaın oluşmasını sağlayan ise parti içindeki eski kuşak deneyimli CHP kadroları ile yeni jenerasyon arasındaki tahammül ve partiyi sahiplenme konuşundaki anlayış farklılıkları.
Eski kuşak tecrübeli CHP’liler, partiye zor dönemlerinde emek vermiş kadrolar olarak alınacak her karar ya da atılacak her adımda kendilerinin fikirlerinin öncelenmesini isterken, ideolojik olarak farklı siyasi aidiyetlerden CHP’ye katılmış olan yeni jenerasyona karşı da belli belirsiz bir çekimserlikle hareket ediyor.
Yeni kuşak CHP’liler ise son dönemin yumruğunu masaya vuran siyasi liderleri ile onların söylemlerinden oldukça etkilenmiş olmakla birlikte, ideolojik dar kalıpçı bakış açısından, statükodan kurtularak aktüel bir siyasi çizgi izleme eğilimindeler. Değişen zamana ayak uydurma esnekliğiyle hereket eden yeni nesil siyasetçiler ile partinin kadim ilkelerinden ödün vermeden siyaset yapma anlayışının temsilcileri arasındaki gerginlik iki hatalı sonuç doğurabilir.
Birincisi, CHP’yi milattan beri yerinde sayıp duran yüzde 25’lik bir oranda tutmakla birlikte, Cumhuriyet’in kurucu değerlerinin arkasında dimdik duran bir ana muhalefet partisi olarak kalmak. İlkelerinden taviz vermeyen fakat helalleşme çağrıları da toplumun geneli tarafından yeterince samimi görülmeyen, bir ileri iki geri siyasi manevra yapan bir parti olarak devam etmek.
İkincisiyse değişen ülke ve dünya şartlarının ortaya çıkardığı lider profiline yakın liderlerle zamanın ruhuna uygun hareket edebilen, görece daha liberal bir çizgi üzerinde hareket etmek. Partiyi yeni dünya siyasetinin en önemli adresi haline getirirken CHP’nin kurucu-temel ilkelerinden zamanla vazgeçmek.
CHP’nin her iki yanlışa da düşmeden siyaset yapabilmesi mümkün ve partinin mevcut lider ve merkezi kadrolarına bakıldığında bu iki yanlışa düşmekten imtina eden genel bir eğilimi gözlemlemek mümkün. Sorun yerel düzeydeki temsilcilerin bu gerçekliğe ne kadar uygun hareket edip etmediklerinde.
17 Temmuz’da yapılacak olan olağanüstü kongrede aday olacakları netleşen Abanoz ve Kaya’ya bakıldığında bu hassasiyete sahip oldukları görülebiliyor.
Kendi şahsi ikballerinden daha çok partinin güçlenmesine odaklanmış iki genç siyasetçi arasında geçecek olan yarışın, CHP’yi bütünleştiren, saflarını sıklaştıran ve partiyi Akçakoca’nın en iddialı partisi yapmasının önünde aslında bir engel yok. Yeter ki adaylar samimiyetin test edildiği bu kongreden; birlik ve bütünlük sınavından yüz akıyla çıkabilsin.
Ali’nin Veli’nin değil CHP’nin kazanmasını önceleyen bir rüzgar Akçakoca’da ilk defa esecek gibi görünüyor.
.