Akçakoca Kent Konseyi’nin 30 Kasım’da yapılacak olağanüstü genel kurulu öncesinde, gazetemize bir açıklama yapan Kent Konseyi Başkanı Adnan Yaman, hazırlıklarda sona gelindiğini söyledi.
Başkan Adnan Yaman’ın yaptığı açıklama şu şekilde:
Genel Kurul 30 Kasım’da…
Akçakoca Kent Konseyi’nin olağanüstü genel kurulu için önümüzdeki 30 kasım için nihai hedef belirledik. Herhangi bir aksilik olmazsa 30 Kasım’da olağanüstü genel kurul yapacağız. Bunun alt yapısı olarak, temsilcilerin seçilmesi için ilgili kurul ve kuruluşlara, derneklere, kooperatiflere ve birliklere temsilcilerin tespiti için yazılar gönderildi. Bunların bize geri dönüşü olacak. Geri dönüşe göre de temsilciler listesini oluşturacağız ve olağanüstü genel kurulda bu arkadaşların yetki almalarına göre toplantıyı yapacağız.
”4 bülten çıkarttık, 2 panel gerçekleştirdik”
Biz geçmiş dönemde ilk 5 yıl, arkasından 2 yıllık dönemde görev aldık. Bunun 5 yılında çalışmalarımız belli. Bununla ilgili 4 tane bülten çıkardık. 2017-2018 döneminde biz, mevcut kent konseyini binasının yıkılmasından dolayı bina sıkıntısı içerisinde olduk ama yılmadık. Hedeflediğimiz panelleri bu sefer özellikle tarım ve kırsal kalkınma noktasında yaptık. Bu amaçla da Ekolojik Tarım ve Solucan Gübresi konulu iki panel yaptık.
Arkasından da geçen dönemde Kooperatifçilik ve Kırsal Kalkınma ile ilgili bir panel oluşturduk. Bunun sonuçlarını da gayet iyi aldık. Özellikle şu an Akçakoca’da solucan gübresi üretimiyle alakalı bizim bildiğimiz 6 tane üretici var.
”Binamız yıkılınca dikkat ve sıkletimiz kayboldu”
Bir önceki dönemde, sayın Cüneyt Yemenici’nin zamanında da ben aday değildim. Cüneyt bey bizden rica etmişti. Bizimle bir dönem daha devam edin diye. Biz onun bu ricasını kırmadık. Fakat bazı olumsuz gelişmeler oldu. Kent konseyine tahsis edilen eski belediye binasını yıkılması, bu fiziki yapının eksikliği sebebiyle dikkat ve sıklet noktamızı kaybettik.
Dolayısıyla insanların çalışma yapacak fiziki alanların olmaması size olumsuz yansıyor. Bu olumsuzluk da çalışmaların bir kısmını engelledi. Ama biz yine 2 tane panel yaptık bu zorluklara karşı.
”İyi bir arkadaş çıkarsa seve seve bu işi kendisine veririz”
Aslında biz yeni insanların kent konseyine enerji vermesini istiyoruz. Sonuçta ben bireysel olarak aday değilim, kendi rızamla adayı değilim. Ama iyi bir arkadaş çıkarsa biz seve seve bu yerleri ona teslim ederiz. Fakat mevcut yönetimin bu konuda bir talebi var. Bu talebi kendi yürütme kurulumuzla konuştuk. Ben önce arkadaşlara fikrimi açtım, dedim içinizden birileri aday olabilir, serbestsiniz, özgürsünüz veya dışarıdan bu işi yapabilecek bizden daha istekli veya daha gönüllü insanlarda olabilir.
Hayatımızın her döneminde bu bizim bir ilkemiz. Kimsenin önünü kapatmak gibi bir arzumuz yok. Bu bugün de geçerli yarın için de geçerli ama mevcut yönetimi bizden istediği şeyi de biz kırmak istemiyoruz. O bize önerilen durum bir tarafta duruyor. Onlarla da bu bilgi ve tecrübemizi paylaşmak istiyoruz. Bizimle birlikte bir dönem daha devam etmesi için yönünde bir arzuları var, biz kendi aramızda bunu değerlendireceğiz.
Değerlendirmenin sonucunda da yine o gün veya başka bir zaman açıklama yapacağız ama bu konuda da aday olacak arkadaşların hiçbir zaman önünü kesmek istemiyoruz, düşüncemiz bu. İsteyen tüm arkadaşlar girebilir, girmesi de gerekiyor. Bu işi daha iyi yapabilecek insanlar varsa seve seve biz de destekleriz.
Bizim için sıkıntı değil. Ama burada da şu var; böyle bir talep olduğu zaman geri dönüş yaptığın zaman sanki onları kabul etmemiş gibi bir üzerimize baskı oluşuyor. Bunu da bir şekilde aşmamız lazım. Yani reddettiğimiz zaman, bir önceki dönem 2010-2015 dönemi için kabul ettiniz şimdi kabul etmiyorsanız bu olumsuz fikri de bir şekilde onlara izah etmemiz gerekiyor. Ki normali de bu.”
.