CHP MYK Sonrasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı açıklama yaptı. Salıcı, “Saadet Partisi’ne ilerleyen günlerde bir randevu talebimiz olacak.” dedi.
Salıcı’nın açıklamasından satır başları şöyle:
“AK Parti’nin bir kalkınma öyküsü vardı biliyorsunuz. Ekonomideki hikayeyi kaybetmeye başladı. İşsizlik rakamlarına iş aramaktan umudunu kaybedenleri, eksik istihdam olarak genişlettiğimizde ortaya 7 milyon kişilik bir rakam çıkıyor. Yani Türkiye’de 1,1 milyon işsiz var, gençlerde yüzde 20 oranında. Enflasyon rakamlarına bakıyorsunuz şu anda yüzde 25.5 civarında. Dünyada en çok enflasyon olan ilk 10 ülke arasındayız.”
“KRİZ YOK LAFINI PATATES, SOĞANA ANLATSINLAR”
“AK Parti iktidara geldiğinde ülkede yoksulluk var ortadan kaldıracağız demişti. 117 milyar dolarlık dış borç var. Bu borca karşılık Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinde 85 milyar dolarlık rezerv var. 2002 yılında krizin üzerine iktidara gelmişti AK Parti o zaman Merkez Bankasının kasasında her 100 dolarlık borca karşılık 169 dolar vardı. Kriz miriz yok diyen bir Cumhurbaşkanı var, en kötüsü geride kaldı diyen bir kabine üyesi var. Bugün buraya gelmeden önce baktım domatesin en düşük fiyatı 5 lira 75 kuruş olduğunu gördüm. Kriz yok lafını patatese soğana anlatsınlar.”
“İDO ÖZELLEŞTİRİLİRKEN ELEŞTİRMİŞTİK”
“Soğan depolarına baskın yaparak fiyat düşürmeye çalışan, ekonominin temel kurallarından bihaber olan bir hükümetle karşı karşıyayız. Devletin kasasını teslim ettikleri damat bu hale getirdi. İDO özelleştirirken eleştirmiştik. Kamuya ait olan bir hizmet özelleştirilemez demiştik, kamuya zarar verir demiştik. Nitekim de öyle oldu. Özelleştireceğiz metro yapacağız dediler. Açıkladıkları hatlarda metro filan yok. Yaptıkları işler yarım kaldı. Onun da üstüne İDO sefer iptallerine başladı.”
“SAADET PARTİSİNDEN RANDEVU TALEBİMİZ OLACAK”
“Saray Türkiye’nin önemli sorunları konusunda toplumun sıkıldığını görüyor. Az önce açıklamış olduğumuz rakamlar yani patates, soğan, domates fiyatları asgari ücretin değişmediği, ocağa kadar değişmeyeceği bir ortamda sıkntı artıyor. Saray da bunu görüyor, tek başımıza seçime girersek sorun yaşarız dediler. Bir ay önce birbirlerine ağır sözler sarf edenleri tekrar bir araya geliyor olmaları paniğin ifadesi. Bu kendi başlarına seçime giremediklerini böyle bir özgüvene sahip olmadıklarını gösterir.”
“AİHM’NİN KARARINA KARŞI ÇIKMAK DOĞRU DEĞİL”
“Sayın Erdoğan yargı kendi isteği konusunda bir karar verdiği zaman yargının bağımsız olduğunu ifade eder, kararlar hoşuna gitmediği zaman ‘tanımıyoruz’ der. AİHM Türkiye’nin tanıdığı ve bağlayıcı olduğu bir ülke. Biz Avrupa Konseyi’nin kurucu ülkelerindeniz. Bizim de anayasa madde 90’da tanıdığımız bir mahkemenin kararlarına bağlayıcı değildir gibi ifadelerle karşı çıkmak doğru değildir. Mahkemenin verdiği karar bağlayıcıtır, biz o kararlara saygı duymak zorundayız. AİHM kararları ne kadar bağlayıcı ise Türkiye yargısının verdiği kararlar da bağlayacıdır. Hatırlatmak isteriz AİHM’i bağlayıcı bulmuyorsa kendisi neden başvurmadı.”